FADO'NUN DİVASI MARİZA'DAN BNT'YE ÖZEL RÖPORTAJ

Bulgaristan'a yaptığınız son ziyaretten bugüne kadar hayatınızda neler değişti?

- CD'lerim daha da fazla kişiye ulaştı. Birçok değişiklikle dolu bir dönemdi. Ve pandemi dönemi olmasına rağmen gezi ve konserler de eksik olmadı.

Ve tüm zamanların en büyük fado şarkıcısı Amalia Rodriguez'e adanmış bir album.

- Ah evet. Bu pandemiden önce kaydettiğim son albümdü. İlk CD'min yayınlanmasının 20. yıl dönümüne denk geldi. Neredeyse 5 yaşımdan beri şarkı söylüyorum, yani 40 yıldır sahnedeyim ve bunu layıkıyla anmak istedim. Bu yüzden en sevdiğim fado şarkıcısı Amalia Rodriguez'in şarkılarıyla bir albüm kaydettim. Bu şekilde Amalia'nın bize miras bıraktığı müzik geleneğini gençlere aktarmak istiyorum. Gençler onun harika sanatını bilmiyorlar… Bu geleneği aktarmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda bu şarkıları kendi tarzımla söylemenin de önemli olduğunu düşünüyorum. Albümü Brezilya'da, Brezilyalı bir orkestra ve yapımcıyla kaydettim. "Lágrima" /Göz Yaşı/ favori şarkım değildi, lakin zamanla melodisi sayesinde oldu. Şarkının sözlerinde farklı birşeyler var... Son derece romantik ve aslında aşkın her şeyden üstün olduğunu anlatıyor. Mutluluğu kaybetmiş olabilirsin fakat aşkı bulduğun için mutlusun. Bu, aşkın var olduğunu bilmenin mutluluğudur.

İnsanlar Amalia Rodriguez'in biyografisine dokunduklarında, hayatının birçok zorlukla dolu olduğunu anlıyorlar. Siz de çok mücadelecisiniz. Aranızda benzerlikler buluyor musunuz?

- Birçok insan bizi karşılaştırsa da, onunla hiçbir ortak yanımız yok. Bilinen en büyük fado şarkıcısıyla karşılaştırılıyor olmayı çok ilginç buluyorum. Bir yandan bu çok hoş, ama diğer yandan… Amalia Amaliadır, ben ise Mariza. Çok farklıyız. Yaşadığımız zamanlar da, hayatlarımızın gidişatı da çok farklı.

Bir röportajınızda yarın yokmuş gibi şarkı söylediğinizi paylaşıyorsunuz. Pandemi ve savaş zamanlarında yarınlar hakkındaki düşünceleriniz nasıl değişti?

- Yarın yokmuş gibi şarkı söylememin anlamı farklı. Yani bugün, bugün hissettiğim duygu ve hisleri ortaya koyarak şarkı söylüyorum. Yarın ne şarkı söyleyeceğime gelince, duruma bağlı, göreceğiz. Şu anda ne mi hissediyorum? Tamamen değişmiş bir dünyadaymışım gibi hissediyorum. 5 yıl sonra tamamen farklı bir dünyada yaşayacağımızın, büyüdüğüm değerlerden tamamen farklı değerlerin önemli olacağının farkındayım. Gelecek bize başka bir yaşam ve başka bir iletişim ve katılım yolu sunacak. Konserlerimiz bile farklı olacak. Her şey farklı olacak. Fakat bence en önemlisi ortak insani değerler ve her şeyin üstünde olan sevgi olacak.

Peki iyi, böyle bir dünyada duyguların yeri nerede olur?

- Aşk en önemli duygu olmaya devam edecek. Aşk varsa, her zaman duygu da vardır.

Yıllar boyunca birçok önemli ödül ve adaylıklar kazandınız, birçok davanın arkasında durdunuz, Olimpiyat Oyunları ve Eurovision Şarkı Yarışması gibi tüm dünyanın izlediği etkinliklerde şarkılar söylediniz. Başarının tacı ağır mı?

- Hayır. Bu benim mesleğim. Elimden geldiğince işimi en iyi şekilde yapıyorum. Kimse kazanacağı ödülleri, şöhreti düşünerek çalışmaz. Bunu hiç düşünmedim, ancak ödüller her zaman memnuniyetle karşılanır ve ben ödül almayı seviyorum. Bu, çabalarımın işe yaradığının ve insanların nereye gitmek istediğimi anladıklarının bir işareti. Ancak, güne bu fikirle uyanmıyorum. Normal bir hayat yaşıyorum. En azından hayatımın normal olduğunu düşünüyorum (gülüyor). Hayatım seyahatlerle ve aileme ayırdığım zamanla dolu. Müzik bir duygu döngüsüdür. Hayatımızın bir parçasıdır. Müzik dinlemeyen insanları hayal bile edemiyorum. Ben uyanıp hemen radyoyu açıyorum mesela. Bu nedenle müziksiz ve duygusuz bir hayat düşünemiyorum. İşte bu yüzden müziğin bu duygu döngüsünü yarattığını söylüyorum ve insanlar için her zaman çok önemli olacağını düşünüyorum.

Röportaj: Ayşe Sali

Çeviri: Selami Hasan