Tarih dizilerden değil, tarihçilerin kitaplarından öğrenilmeli

Tarih öğrencisi Oktay Aliyev'e göre Bulgaristan'ın elindeki Osmanlı arşivlerinin potansiyeli henüz kullanılamadı.

10:28, 14.07.2022
Tarih dizilerden değil, tarihçilerin kitaplarından öğrenilmeli

Sofya Üniversitesi'nde art arda yılın öğrencisi seçildiniz, bunun için dersleri çalışıp iyi not kazanmak yeterli değildir her halde?

Evet, gerçekten yeterli değil. Aslında katıldığım ilk Yılın Öğrencisi yarışması tüm Bulgaristanı kaplayan bir yarışmaydı. En son Sofya Üniversitesi kendi öğrencilerinden en iyilerini seçmek için bir yarışma düzenledi. Orada da beşeri bilimler kategorisinde ödül kazandım. Bana göre beni bu gibi ödüllere layik gören asıl kriter benim bu güne kadar yaptığım çalışmalardır. 2016 yılından bu yana yaklaşık 20 makale yazıp yayınladım. Bazıları yüksek akademik dergilerde, bazıları gazete ve internet sitelerinde.

Tarihe ilgi nasıl doğdu sizde? Dedelerinizden hikayeler dinlerken mi?

Dedelerime yetişemedim maalesef. Ben doğduğumda (2000) onlar çoktan bu dünyadan göçmüşlerdi. Fakat onların hikayelerini anneannem bana anlatıyordu. Biraz da televiziyondan izlediğim belgesellerden doğdu bu ilgi aslında. O zamanlar yaşım bayağı küçüktü – 5-6 ama kendi kendime “ben tarihçi olacağım” demiştim. Hiç bir zaman hedefimden şaşmadım, geri dönmedim. İnsan doğru bildiğinden şaşmamalı.

Memleketinizle ilgili araştırmalar da yapıyorsunuz? Bilinmeyen neler ortaya çıkardınız?

Ben aslında iki şehirde yaşıyorum. Ruse ilinin Vetovo kasabasında doğdum fakat 2005 yılından bu yana hem Glocevo, hem de Vetovo’da oturuyorum. İlk defa bu konuya ilgim 2016 yılında doğdu. O zaman Ruse'de bir yarışmaya katılmıştım 1912-1918 yıllarında Bulgaristan'ın savaşları ile alakalı. Glocevo'nun savaşlar dönemini kapsayan kısa bir yazım vardı bu yarışma için yazdığım. O sırada bana bu konular çok enteresan gelmeye başladı ve Vetovo, Glocevo şehirlerinin tarihini araştırmaya karar verdim. Aslında ilk önce Vetovo tarihi ile başladım, 2019 yılında ise Glocevo'nunn tarihini araştırmaya başladım. İlk önce büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Çünkü bu şehirlerle alakalı yazılan kitapların sosyalizm döneminin tarih yazımı stilinde olduğunu gördüm. TKZS, APK ve BKP tarihi olduğunu gördüm, ki bu bilgiler benim için önemli değildi. Benim varmak istediğim sonuçlar, soylar ve tarihleri, ünlü ve önemli kişiler ve yaptıkları, kültür ve gündelik yaşamdan kesitler ile ilgiliydi. En çok bulmak istediğim şey ise Osmanlı döneminde bu köylerin kayıtları ve defterleriydi. Çok şükür amacıma kısmen ulaşmış bulunmaktayım. Şu an bir kaç defter üzerinde çalışmaktayım ve onları kitaplaştırmak niyetindeyim ama daha erken dönem (XV-XVI asır) için kayıt arayışlarım sürüyor.

Yöresel tarihin dünya tarihinde yeri ne? Memleketiniz, dünyada cereyan eden olaylardan ne kadar etkilenmiş?

Bana göre çok büyük rolü var. Özümüzü bilmeden, küçük parçacıkları toplamadan benim tarih felsefeme göre büyük resme odaklanmak çok zor olur. İkinci soruya gelirsek, size benim çalışmalarımdan bir örnek vermek isterim. Bulgaristan 1915 yılında Birinci Dünya Savaşına katıldı. O zamanlarda yaklaşık 1 milyon askeri vardı. Bunların arasında yüzlerce köydeşim, hemşehrim var. Onları araştırarak hangileri gazi, hangileri şehit olmuş öğrendim. Aralarında benim ve bizim soyumuz için iftihar edeceğimiz bir kişi var mesela – büyükbüyük dedem Necip Hasan Belber (1890-1946). Bir kaç önemli olayların büyük etkisi olmuştur küçük şehirlere. Bunlar göçler ve savaşlardır. Benim Osmanlı kayıtlarında tespit ettiğim soylardan bazıları mesela şu an Vetovo’da yok çünkü yıllar önce buradan göçmüşler, ki bu da şehrin nüfusunu çok kötü etkilemektedir.

Tarih okumak, tarih kitaplarını okumakla mı oluyor? Araştırmalar ne kadar gerekli?

İlber Ortaylı her bir konuşmasında hem gezip görmek, hem okumak gerektiğini söylüyor. Kendisi çok da haklı. Tarih kitapları tabii ki çok değerlidir fakat günümüzde herkes “tarihçi” olmuş. Ülkemizde popüler tarihin kölesi olmuş insanlar maalesef çok fazla. Hatta benim görebildiğim tablo şu: biz öğrencilerden başka akademisyenleri hemen hemen kimse okumuyor ve onların değeri bilinmiyor. Onların arşivlerde, kütüphanede geçirdikleri zamanın kıymetini anlamak lazım.Fakat insanlar onlara değil de hiç bir belgeye dayanmayan sansasyonel açıklamalar yapan kişileri takip ediyor.

İlginiz hangi yönde, neleri ortaya çıkarmak istersiniz?


Osmanlı tarihi (XIV-XVII yüzyıl), Kırım Hanlığı, Bulgaristan’da Türkler (1878-1989), Bulgaristan’da Kırım Tatarları araştırdığım konulardan sadece bazıları.


Türkiye'nin hurda diye Bulgaristan'a sattığı o meşhur Osmanlı belgeleri var ya, hedefleriniz arasında onları incelemek var mı?

Tabii ki, artık onlarsız hiç bir makale yazmıyorum desem yalan olmaz belki de. Çok fazla konu üzerinde araştırmalar yapılmış fakat Osmanlı arşivlerinin potansiyelini biz Bulgaristan’da tamamen kullanamadık. Kullanmak mümkün değil çünkü bu belgelerin tamamını tasnif etmek bir insan ömrünün haddi değildir, olamaz da. Durum kısaca şöyle: belgeler milyonlarca, onlarla çalışabilecek uzmanların sayısı bir elimin parmakları kadar belkide.

Sıradan insanlar tarihi nasıl öğrenebilir? Edebiyat ve televizyon dizileri ne kadar yararlı?

Benim önerebileceklerim şunlardır: gerçek anlamda akademisyen olan tarihçilerin kitaplarını okusunlar fakat yine de dikkat etsinler. Biz de birer insanız ve “hatasız kul olmaz”. Tarih biliminde de hatalar olabilir, yeni keşfedilen belgeler olabilir ki onlar tasnif edilmemiştir, kullanılmamışlardır vs. Gerçek tarihçiler araştırma yaparken ellerinden gelen en iyisini yapmaktadır. Bir işi severek yapmak gerek zaten. İkinci önerebileceğim şey de şudur: ninelerimiz, dedelerimiz sağ oldukça onlardan kendi soylarımız için bilgiler almak. İlk önce kendinimizi bilmemiz, soyumuzu tanımamız lazım. Ben tarihi romanları çok severim. Örnek vermek gerekirse Vera Mutafçieva’nın „Случаят Джем“ kitabı benim için çok enteresandı. Bu tür kitapları okurken insan kendini o devirde yaşıyormuş gibi hayal ediyor ve baş rolde olan karakterlerin yaşadıklarını hayal etmeye başlıyor. Bu yönden edebiyat tarih bilimi için bence önem taşır. Televiziyon dizilerine gelirsek orada çok büyük kurgular olduğunu sıkça görebiliriz. Bu sepebten dolayı ben daha çok belgeselleri öneririm.

İzzet İsmailov

Пишете ни
x

Сигнализирайте нередност

и/или

Разрешени формати: (jpg, jpeg, png). Максимален размер на файла (25 MB). Можете да качите максимум 5 файла.

** Тези полета не са задължителни.

captcha Натиснете върху картинката, за да смените генерирания код.
Трябва задължително да въведете кода от картинката
< Назад